30 Haziran 2011 Perşembe
da da da dannnnnnnn
28 Haziran 2011 Salı
Leyle-i Miraç
23 Haziran 2011 Perşembe
anne
21 Haziran 2011 Salı
sonra bu haberi gördüm işte
18 Haziran 2011 Cumartesi
17 Haziran 2011 Cuma
dünya sizinle nişanlanır ama evlenmez demiş biri
14 Haziran 2011 Salı
zıtlıklar hayatın her yerinde
10 Haziran 2011 Cuma
şizofrenik iç konuşmalar
Olmayan arkadaşım
Bugün ne yapacağımı bilemedim. Akşama bir kınaya gideceğiz. Muhtemelen orada da ne yapacağımı bilemeyeceğim. Elimi kolumu sarıp çantama koymalıyım zira muhtemelen orada onları koyacak bir delik bulamayacak, bana sıkıntı vermelerini daha da sıkılarak izleyeceğim. Aslında sen kimsin bilmiyorum ama burada olsan sana hiç kimseyle konuşmak istemediğimden uzun uzun bahsederdim. Yani yanlış anlama o an konuşmak istediğim tek insan da sen olurdun.
*Bak bayan x eğer sana selam verdiysem bu seninle konuşmak istediğim anlamına gelmez. Ya o an seni görmezden gelememişimdir ya da aynı ortamda uzun süre kalmak durumunda olduğumuzdan konuşmak zorunda kalmışımdır. Ya da ne bileyim işte sen laf atmışsındır bakmak zorunda kalmışımdır.
*İşyerimizde işe ya da staja başlayan bayan, bakın adınız ne bilmiyorum ama sizinle tanışmayı uzun vadede düşünmüyorum. Tanışırsak nerden gelip nereye gittiğinizi sormamı bekleyeceksiniz. Nereli olduğunuzu sormamı umacak benden de memleketimi söylememi isteyeceksiniz. Sadece bunlarla kalsa iyi; okulumu, yaşadığım semti, ailemi ve özel meselelerimi merak edeceksiniz. Oysa ben bunları konuşmayı hiç istemiyorum.
8 Haziran 2011 Çarşamba
7 Haziran 2011 Salı
diyaloglar-1
6 Haziran 2011 Pazartesi
serin sularda
hayalen...
5 Haziran 2011 Pazar
liselere mecburi Osmanlıca dersi konulsun
Türkçeyi Osmanlı alfabesiyle yazma yasağı bir insan hakları ihlalidir. Bu ülke, bu halk, bu devlet bin yıldan fazla bir müddet içinde Türkçeyi İslam-Kur'an yazısıyla yazmış ve okumuştur. Devlet arşivimizdeki belgeler bu yazı ile kayıt altına alınmıştır. Eski mahkeme sicilleri bu yazıyladır. Atalarımızın mezar taşları bu yazıyladır.
1928'te bu milli yazı yasaklanmış, onun yerine Latin yazısı alınmıştır.
Bugün ülkemizde her çeşit alfabe ile yayın yapılmaktadır ama bin yıllık milli yazımızla Türkçe yayın yapmak yasaktır.
Sadece yayın değil, eğitim yapmak da yasaktır.
Ortada korkunç bir kültür kopukluğu vardır.
İnsan haklarına aykırı, milli kimlik ve kültüre zararlı bu yasak artık kaldırılmalıdır.
Devletin resmi yazısı Latin yazısı olarak kalsın ama bin yıllık milli yazımız da yasak olmasın.
Geleneksel kültüre ve tarihi devamlılığa taraftar olan bendeniz Osmanlı yazısı ile gazete, dergi, kitap yayınlayabilmeliyim.
Böyle bir gazete, dergi ve kitaplar okuyucu bulur mu, tutunur mu, bu ayrı meseledir.
Türkçe tarih boyunca on beş kadar yazı ile yazılmıştır. Anadolu Rumları Türkçeyi Grek alfabesiyle yazmışlardır.
Anadolu Ermenileri Türkçeyi Ermeni alfabesiyle yazmışlardır.
Anadilleri Türkçe olan Karaylar Türkçeyi İbrani yazısıyla yazmışlardır.
Müslümanlar da İslam/Kur'an yazısıyla yazmışlardır.
Bu konudaki yasak genç nesilleri hafızasızlık illetiyle malül etmiştir.
Bir Fransız genci Balzac'ın 1928'den önce basılan kitaplarını okuyabiliyor ama bir Türk genci, o tarihten önce basılmış kitapları okuyamıyor.
Üniversite bitirmiş bir gencin eline bundan yüz yıl önce basılmış bir Fuzuli divanı veriniz, Çince veya Tibetçe bir kitaba bakar gibi aval aval bakacaktır.
İslam/Kur'an yazısı zormuş, Latin yazısı kolaymış, binaenaleyh kültür ve eğitimde büyük kalkınma olmuş... Bunlar boş ve mesnetsiz laflardır.
Dünyada Çin yazısı kadar zor bir yazı var mıdır?.. Çince bir gazeteyi okumak için binlerce ideogram ezberlemek lazım diyorlar. Hele aynı dilde felsefi, derin bir kitabı okuyup anlamak için on binden fazla eciş bücüş şekil bilmek gerekiyormuş. Japonca da öyle.
Zor bir yazı bir toplumu geri bıraksaydı, Çinliler ve Japonlar geri kalırdı.
Tam aksine, zor bir yazı bir toplumu ilerletir, güçlendirir.
Okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunun bir lisan zekaları, akılları tembelleştirir, dumura uğratır.
Osmanlı yazısı mı üstün, bugünkü Latin Frenk yazısı mı üstün, bu konu tartışılır ama milli yazımız üzerindeki yasak mutlaka kaldırılmalıdır.
Bendeniz Osmanlıca bir dergi çıkartsam, mahkemeye verilsem, mahkum edilsem, en sonunda Strasburg'taki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvursam, o mahkeme beni haklı çıkartacak ve Türkiye'yi tazminata mahkum edecektir.
Sovyetler Birliği çok zalim, çok kanlı, çok amansız bir diktatörlük rejimiydi, bilhassa Müslümanlara ve Türklere kan kusturmuştu ama orada Stalin zamanında bile İslam yazısıyla Türkçe edebi kitaplar basılabilmiştir. Kütüphanemde 1950'li yılların başlarında Azerbaycan'da İslam yazısıyla yayınlanmış Leyla ile Mecnun ve Hophopname kitapları var.
Zulmün her türlüsü olur. Siyasi zulüm, iktisadi zulüm, kültürel zulüm.
Osmanlıca, liselere mecburi ders olarak konulmalıdır.
Bu dersi istemeyen ana babalar yazılı olarak müracaat ederek çocuklarının bu konuda cahil kalmasını isteyebilir.
Selaniklilerin ve onlara benzemişlerin, milli yazı ve alfabe konusundaki taassuplarına (bağnazlıklarına) artık son vermelerini bekliyoruz. Bülbülderei'ndeki Dönmeler mezarlığında onların atalarının mezar taşları da bu yazıyladır.