23 Temmuz 2013 Salı

sekiz kerametli bir sayı gibi

Burası merhum Hatice ninenin evinin avlusu... Geçen yıl Isparta Sav'a gittiğimizde kendisini ziyaret etmiştik. Hatice ninenin ismi Risale-i Nur Külliyatında geçiyor. 13 yaşında Asa-yı Musa'yı yazmış ve Üstadımız külliyatta kendisinden övgüyle söz etmiş. O gün bugündür hiç bırakmamış; yazmış da yazmış... Evine gittiğimizde yazı başında bulduk onu. Uzun uzun anlattı o günleri. O sıkıntılı, zahmet rahmete dönüşen günleri...
18 ve 28. Lem'a'da üzerinde önemle durulan ve Üstadın "Risale-i Nur'un en önemli vazifesi Kur'an hattını muhafaza etmektir" şeklinde bahsettiği yazının ne derece mühim olduğunu o gün bir kez daha anlamıştım.
Allah sana rahmet eylesin güzel ninem.
Ve sizlerin ömrünüzü verdiğiniz hakikatleri yozlaştıran tahrip edip çıkarlarına kılıf yapanlara da hidayet ihsan eylesin.

Dipnot: 18. ve 28. Lem'a Latin basılı eserlerde yok. Sebep? Orada yazılanlar birilerinin çıkarlarına ter düşüyor sanırım.

Vesselam...

Sabâ melikesi

Allah bana bir hayal buldurdu:
Tam da dün "Allahım senden yana yakıla isteyeceğim bir hayal edinsem ne de güzel olurdu" diyordum
Gerçekten Mûcibsin
Binler teşekkürler
Hayalim:
Sabâ melikesi olmak...
Bu hayali dillendiren kişi Nur
Hem de rüya beşaretiyle
Elhamdülillah
Allah var, vehim yok!

9 Temmuz 2013 Salı

bi git şurdan dünya!

Üstadın bir talebesi yazdığı mektupta şöyle döküyor içini:
"Üstadım dünyayı sevmez olduğumuz halde kurtulamadığımıza çok müteessirim."
Ah...

Buralar esiyor, güzel esiyor.
Gölden gelen bir esinti...
Göle, gölün kıyısına kurulan şehirlere, rüzgara ve verdiği esintiye andolsun ki bunların maliki çok büyük!

Herkesin sahibi bir!
Ağlamayalım
Vuslat yakın...





patlatacağım bu otobüsü!

Bu dünyayı yakamıyorsam, o otobüsü patlatabilirdim
Neden yapamıyorum ki böyle şeyler?
Çivisi çıkmış dünyanın otobüsünden ne beklenir? 
Peh!